Kıbrıs
Kuzey Kıbrıs’ı daha önce ziyaret edenler, şahane iklimi güzel dağ ve ormanları olan tarihi kalelerle dolu ve güneşten ağarmış köylere sahip bir ada olarak hatırlayacak. Ama en unutamadıkları şey, Kıbrıslı Türklerin samimi tebessümleridir.
Kuzey Kıbrıs yerel kişiliğini muhafaza eden küçük bir ülkedir, doğudan batıya sadece 120 mil ve kuzeyden güneye 15 mil ölçümü vardır. Bölge anatomisi yönünden, flora ve fauna çeşitliliği ve gelişim seviyeleri devasadır. Etrafı dağ köyleriyle çevrilmiş sahil kenti Girne, bir Avrupa şehrinin sağladığı tüm çağdaş imkanları sunar oysa Karpaz yöresindeki köyler sanki başka bir dönem yaşar gibidir. Dağlar, kaleler, kumsallar ve ortasındaki kuru mesarya ovası, ziyaretcileri’ne görülmeye değer bir çok görsel ziyafet sunar. Kıbrıs’ta temel konu tarihtir, ada tarihi boyunca defalarca istila edilmiş ve geçmişin kalıntıları bugüne dek devam etmiştir. Kuzey Kıbrıs, huzurlu bir yerdir. Hayat temposu yavaştır ve insanları sıcakkanlıdır.
Kıbrıs’ın Geçmişi
Kıbrıs’ın ilk sakinlerinin tam olarak ne zaman ve nereden geldiklerini söylemek mümkün değildir. Ancak araştırmalara göre MÖ 8.500 yılında, Kıbrıs’ta yerleşim bölgeleri olması mümkündür. Kıbrıs’ın bir çok ismi olmuştur fakat şu an kullandığımız isim adada geçmişte bolca bulunan ve şu anda da bulunduğuna inanılan bakır kelimesinden geldiği sanılmaktadır. Başka bir teoriye göre adanın ismi Kypros kelimesinden gelmiş, fakat bu madde burada bolca bulunmadığı için kesin olarak bilinmiyor.
Kıbrıs’ın sıkıntılı bir tarihi vardır. Adada bol miktarda bakır, kereste olması, doğu ve batı arasındaki stratejik konumunu artırmış, defalarca istilaya, hükümdar değişikliklerine ve yerli halkın sıkıntı çekmesine maruz bırakılmıştır. MÖ 58’de Roma İmparatorluğuna ilhak edilmede önce, Fenikeliler, Archaeanlar, Süryaniler, Mısırlılar, Presler ve Yunanlılar Kıbrıs’ta sömürgeler kurdu.
Kıbrıs’a Hıristiyanlık MS 43’te vardı ve MS 330’da Kıbrıs Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’na katıldı. Aslan Yürekli Richard Kutsal Topraklarda 3’üncü Haçlı seferler ile savaş etmek için buradan geçene ve adayı fethedene dek, 1191’e kadar da böylece devam etti. Ertesi yıl adayı Richard 100,000 Bizans (Bizans para birimi) karşılığında, Templar Şövalyelerine sattı. Templar Şövalyeleri adadan faydalanamayıp, Richard’a geri verdi, ardından Richard adayı Fransız asil Guy de Lüzinyan’a sattı. Lüzinyan Hanedanlığı adada 300 yıllık hükümdarlığını sürdürdü, bu hükümdarlık çoğu zaman zalim olup ve etkin bir biçimde, Kıbrıslıları köleliğe indirgemiş. 1489’da, Lüzinyan Kralı James öldükten sonra, Kraliyetini Venedikli karısına bıraktı, fakat o da Kraliyet konumundan feragat ettikten sonra adayı Venedik idaresine verdi. Venedikliler Kıbrıs’a başlıca bir askeri üs gözüyle bakarak adanın tüm bölgelerine hisarlar inşa etmişler. O zamanlarda Kıbrıslılar sadece son damlasın kadar vergilendirilecek bir nüfus olarak görünürdü. 1571’de Osmanlıların Kıbrıs’a geldiği zaman, yerliler kölelikten kurtarılmış olduklarını hissetmişler. Osmanlılar köleliği kaldırmış ve Ortodoks Kilisesini Kıbrıs’ın kilisesi olarak atamıştı.
Osmanlı İmparatorluğu, Almanya’ya taraf olarak Birinci Dünya Savaşı’na girdi ve mağlup olarak çıktı. Kısmen Yabancı güçlerle işgal edilmiş ve sert kısıtlamalarla zorlanarak, Kıbrıs 1925 Lozan Antlaşmaları’ndan sonra İngiliz Sömürgeleri’nin bir parçası olmuş. 1960’ta Kıbrıs’ın bağımsızlığını sağlamak ve ayni zamanda Kıbrıs Türk nüfusunun haklarını koruma altına almak için, Zürih Antlaşmaları imzalandı. Bu antlaşmaların garantörleri İngiltere, Yunanistan ve Türkiye idi. 1963’te dil, kültür ve din ile ayrılmış olan iki halkın arası bozuldu. Anayasadaki 13 madde Rumların aleyhine değiştirilmeye, ayrıca Kıbrıslı Türkleri silahsızlaştırmaya ve Rum Milli Muhafız Ordusu’nu kurmaya çalıştı ve Birleşmiş Milletler barışı sağlamak için asker gönderdi ve iki toplumu etkin bir şekilde Yeşil Hattı yarattı. Yunanistan, 1974’te ENONİS (Yunanistan’la birleşme fikrini)i gerçekleştirmek amacıyla Rum Milli Muhafız Ordusuyla beraber, askeri darbe girişiminde bulundu.Türkiye, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Türk Halkını korumak amacıyla askeri olarak müdahale etti ve Barış Hareketini gerçekleştirdi Bu Zürih Antlaşmalarında kabul görülen garanti güçlerinin uygulamasıydı. 15 Kasım 1983’te, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmış.
|